Sanat eserlerinin insan eli ve duygusuyla olan üretim süreci, yerini teknolojik olanaklara ve yapay zekâ tarafından oluşturulan dijital sanat ürünlerine bırakıyor. Bu nedenle teknolojinin gelişmesi, pek çok müze ve galerinin çevrimiçi ortamda gezilebilecek bir yapıya kavuşmasını sağlıyor.
Tülin Ersoy, 16 Eylül 2024
Sergileme yöntemleri geleneksel yaklaşımlardan çağdaş ve teknoloji odaklı yöntemlere doğru dönüşüm geçiriyor; galeriler ve müzeler artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik gibi uygulamalarla içeriklerini zenginleştiriyor ve çağdaşlaştırıyor. Teknolojinin ilerlemesiyle sanatta dijitalleşme eğilimi güçleniyor ve bu da müzelerin ve galerilerin çevrimiçi gezilebilen platformlar oluşturmasına imkân tanıyor. Küresel pandemi süreci, teknolojik sergileme yöntemlerine yönelimi kaçınılmaz hale getirirken çevrimiçi galeriler fiziksel sergileme imkanlarının azalmasıyla daha fazla ilgi görüyor, müzeler de sanal gezme seçeneklerini genişletiyor. Ayrıca sosyal medya ve web siteleri üzerinden düzenlenen sergiler, herkese ulaşım sağlayarak mekân kavramını sanallaştırıyor ve mevcut sınırları ortadan kaldırıyor.
Kaynak: Canva
Giresun Üniversitesi Görele Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Doç. Dr. Ekin Su Kuzu ve Giresun Meslek Yüksekokulu’ndan Doç. Dr. Yunus Türkşad Yegin, Samsun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ’nden Dr. Öğr. Üyesi Oya Cansu Demirkale Kukuoğlu’nun yaptıkları “Dijitalleşmeyle Dönüşen Sergileme Yöntemleri: Çevrimiçi Galeri ve Müzeler” adlı çalışma, dijital çağda zaman ve mekan kavramlarının esnekleştiğini ve her yere ulaşılabilirliğin arttığını ortaya koyuyor. Bu değişim, birçok müzenin ve galerinin çevrimiçi ortamlarda gezilebilen platformlar oluşturmasına olanak tanıyor.
Pandemi ile birlikte yaşanan süreçte çevrimiçi galeriler, fiziksel sergileme olanaklarının azalmasıyla gitgide daha fazla ilgi görüyor; müzeler ise çevrimiçi gezme seçeneklerini artırıyor. Bu durum, sanat ve tasarım alanındaki üretim ve çıktıları etkileyerek teknolojik sergileme yöntemlerine yönelimi kaçınılmaz kılıyor. İnsanların ekrana bağlı kalmak zorunda kaldığı “yeni dünya düzeni” artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline geliyor. Müzelerin çevrimiçi sergileme yöntemlerinden faydalanması, özellikle evrensel olarak herkesin her müzeye ve esere ulaşabilme/erişebilme olanağını sağlıyor.
Baçini Sanat Dergisi’nde yayımlanan, literatür taraması ve betimsel analiz yöntemiyle yapılan araştırmaya göre iletişim teknolojilerinin gelişimi ve internet kullanımının yaygınlaşması, sanat eserlerinin her an her yerde herkesle paylaşımını mümkün kılıyor. Dijital tabanlı eserlerin internet üzerinden paylaşılabilmesi müzecilik içinde ziyaretçi ve eser kavramlarının değişmesine sebep oluyor. İnternet üzerinden eserin paylaşılmasıyla “ziyaretçi” artık fiziksel bir gayret göstermek zorunda kalmadan eseri görebiliyor ve bu sayede “izleyici” konumuna geliyor. Bu çerçevede sanat eseri de bir meta (nesne, ürün) iken dataya (veri, bilgi) dönüşüyor. İnternet ise müzenin yerine geçerek ziyaretçi ile eseri buluşturan ortam olma özelliğini kazanıyor.
Araştırmada çevrimiçi galerilerin 360 derece sergileme örneklerinin yanı sıra sanal ortam olarak sosyal medya uygulamalarının da izleyiciye eserin ulaşması bakımından bir çevrimiçi galeriye dönüştüğü belirtiliyor. Sanal müze ve galerilere bakıldığında Google Arts & Culture, Arts Online Gallery , 360 stories , Sanal Müze gibi uygulamalar, Youtube’da yer alan gezi kanalları, sosyal medya platformlarındaki gezi hesaplarının da dünyadaki birçok sergi ve müzeyi izleyiciye sunma olanağı sağlayarak çevrimiçi sergilere ev sahipliği yaptığı görülüyor.
Kaynak: Arts Online GalleryArayüz Görüntüsü
Kaynak: Youtube Wanderlust Travel Videos İsimli Kanalın Arayüz Görüntüsü
Kaynak: Banksy Instagram Arayüz Görüntüsü
Farklı ülkelerden birçok sergi ve müze 360 derece sergileme yöntemiyle ilgilenenlerin ziyaretine sunuluyor. Uygulamalarda bilinen ve tanınan müzelerin yanı sıra spesifik müzelere de erişim mümkün kılınıyor. Çalışmada Türkiye’den Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi, Hollanda’dan Amsterdam Rijks Müzesi, İtalya’dan Van Gogh Müzesi gibi pek çok farklı bölge ve kültürlerdeki müze ve sergiler inceleniyor. Bu müze ve sergiler, özel tekniklerle fotoğraflanarak 360 derece sanal müze sistemine dönüştürülüyor ve izleyiciye sunuluyor.
Kaynak: Van Gogh Müzesi, 360 stories Arayüz Görüntüsü
Çevrimiçi sergi ve müzeler incelendiğinde, çözünürlük, eserlerin anlaşılabilirliği ve bilgilendirilmesi açısından eksiklikler göze çarpıyor. Müzelerin sergileme yöntemlerine, görüntüleme seçeneklerini geliştirmesi gerektiği araştırma sonucu ortaya koyuyor. 360 derece sergileme tekniklerini deneyimleme açısından iyi olduğu fakat görüntü kalitelerinin geliştirilmesi gerektiği anlaşılıyor.
Kaynak: Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi, Sanal Müze Arayüz Görüntüsü
Çalışmada müzelerin eser bilgilendirme konusunda ve sergileme yöntemlerinde eksik oldukları görülüyor. Arayüz tasarımları ve anlaşılabilirlik konusunda kullanıcı deneyimlerinden faydalanarak sergileme yöntemlerinin geliştirilebileceği belirtiliyor. Çevrimiçi galerilerin, sanatçıların evrensel boyutta izleyiciyle iletişim kurma olanağı sağlaması bakımından oldukça etkili olduğu görülüyor.
Kaynak: Amsterdam Rijks Müzesi, 360 stories Arayüz Görüntüsü
Dijital ortamda sanat galerileri ve müzelerin çevrimiçi erişimleri büyük avantajlar sağlıyor. Dijital platformlar sayesinde sanatçılar, daha geniş bir izleyici kitlesine ulaşabiliyor ve eserleri rahatça görüntülenebiliyor. YouTube, yüksek kaliteli video ve görsel sunma imkânı tanıyıp farklı mekân deneyimlerini izleyicilere kısmen yaşatıyor. Instagram ise sanatçılara eserlerini geniş bir kitleye sunma ve izleyicilerle etkileşimde bulunma fırsatı vererek bu bağlamda öne çıkıyor. Ancak, çalışmada bu dijital deneyimlerin fiziksel mekanların yerini tamamen tutmadığının gözlemlendiği ifade ediliyor.
#müze #sanat #çevrimiçigaleri #sergi