Özel tüketim vergisi (ÖTV) Türk vergi sistemine girişi, yapılan değişiklikler ve kaldırılma söylentileriyle artık ülke gündeminin klasik bir konusu. Sıcak para sirkülasyonuna çok büyük katkısı olan bu gelirden vazgeçilmesi şimdilik uzak bir ihtimal. Ancak ortaya konulacak alternatif uygulamalar, ÖTV’nin araç piyasasına olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilir.
25 Kasım 2024
Dolaylı vergiler içerisinde çok önemli bir yeri olan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), özünde lüks tüketim ürünlerine, insan sağlığına ve çevreye zarar veren ürünler için uygulansa da asıl şöhretini otomobil piyasasına borçlu. Üstelik ikinci el otomobil fiyatlarının sürekli artmasından sorumlu olan ÖTV, fiyatların kendisine de kaynamış durumda.
Kocaeli Üniversitesi, Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Memduh Aslan, “Otomobil Fiyatlarının Düşürülmesinde Vergi Geliri Azaltılmadan Tercih Edilebilecek Vergilendirme Yöntemleri” adlı çalışmasında, motorlu taşıtlar vergisi üzerinde geliştirilebilecek bir formülle devletin vergi gelirlerini azaltmadan otomobil fiyatlarının düşürülebileceğinin mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Çalışmaya göre motorlu taşıtlar vergisi ve özel tüketim vergisinin vergileme ölçüleri oldukça benzer. Buradan hareketle özel tüketim vergisini karşılayacak şekilde motorlu taşıtlar vergisinin artırılmasının, ÖTV’nin fiyatlar üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldıracağı belirtiliyor. Bu sayede aynı otomobil daha düşük maliyetle alınabileceği gibi aynı kaynakla daha yüksek model bir otomobil edinmek de mümkün olabilir.
Kaynak: Freepik
Nitel araştırma yöntemi kullanılan çalışmada; ithal edilen motorlu taşıtlar, toplam taşıt sayısı, yeni kayıt edilmiş motorlu taşıtlar, otomobil sahipliği, devri yapılan araç sayısı, model yıllarına göre araçlar, silindir hacmine göre araçlar, araçların kasko değerleri, ÖTV ve MTV’deki değişimler, TÜİK, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Türkiye Sigorta Birliğinin açık kaynaklarında yayınlanan verilerin derlenmesiyle yapılan hesaplamalar, ÖTV’den elde edilecek gelirin motorlu taşıtlar vergisi ile de sağlanacağını gösteriyor. Motorlu taşıtlar vergisi, doğrudan bir vergi türü ve servet vergisi niteliğinde olduğundan, üçüncü kişilere yansıtma olanağı bulunmuyor. Bu sayede vergisi yüksek olan araçlara talebi düşürerek ikinci el araçların değerinde alınıp satılabilmesinin de sağlanabileceği öngörülüyor.
Kaynak: Freepik
Vergi mevzuatımıza göre bir işletme, yalnızca ticari faaliyet için kullandığı aracın masraflarını gider olarak gösterebilir. Ancak yapılan incelemelerde, bazı işletme sahiplerinin, kanun maddesini suistimal ederek şahsi otomobillerine ait giderleri de ticari kazanca ait vergiden düşürdükleri tespit edilince, gider gösterme usulüne birtakım kısıtlamalar getirildi. Doç. Dr. Memduh Aslan, kanuna aykırı davranışta bulunanlara yaptırım uygulamak yerine, ticari kazanç için kullanılan tüm araçların bu kapsama alınmasının, araç fiyatlarındaki artışa neden olduğunu ifade ediyor. İşletmelerin araç alımlarında ödediği ÖTV miktarını gider olarak göstermesi, ikinci el araç piyasasında değere göre fiyat oluşması açısından da oldukça önemliydi. ÖTV’nin gider olarak gösterilmesi zorlaştırıldığından, eldeki otomobilleri satarak yenisini almanın avantajı da ortadan kalkmış oldu. İkinci el araç sayısındaki azalmanın ise araçlardaki yıpranma payının fiyatlara etki edememesine, dolayısıyla fahiş fiyat artışlarına sebep olduğu belirtiliyor.
Kaynak: Freepik
İkinci el durumuna düşen otomobil sayısındaki azalma, sıfır ve ikinci el fiyatları arasındaki belirleyici farkı ortadan kaldırdı. Sıfır otomobil almayı daha cazip bulanların sayısının yüzde 55 oranında arttığı görülse de global ölçekte yaşanan stok sıkıntısı, pek çok yerde üretimin durma noktasına gelmesi gibi nedenler, ikinci el piyasasındaki artışta domino etkisi yaratıyor. Otomobiller üzerindeki ÖTV zammı da maliyete eklendiğinde, vergi yükünden kaçınmak isteyenler, ödediği vergiyi yansıtma yoluna gidiyor. Doç. Dr. Aslan, ÖTV’nin araç maliyeti üzerine eklemlenerek üçüncü kişilere yansıtılmasını “Özel tüketim vergisinin otomobil fiyatları üzerindeki olumsuz etkisi vergi politikası bakımından başarısızlık olarak değerlendirilebilir.”şeklinde aktarıyor.
Kaynak: Freepik
Avrupa’da ödenen ÖTV daha çok çevrenin korunması, yaşanabilir sosyal alanlara olanak sağlama gibi amaçlar için uygulanırken, ülkemizdeki ÖTV uygulamasının amacının kamuya kaynak sağlama olduğu ifade ediliyor. Ülke dışında kazanılmış paranın fazlasıyla tekrar dışarı akmasının önüne geçmek için ÖTV önemli bir vergilendirme olarak gösterilse de dışa bağımlı olunan ürünlerde sürekli artan ÖTV oranları, amacının aksine cari açığın artmasına sebep oluyor. Devletin elde ettiği gelirden vazgeçmekte zorlanması her ne kadar anlaşılabilir olsa da verginin yansıtılmaya müsait bir vergi türü olmasının, adil vergilendirmeye engel olduğu belirtiliyor. İkinci el piyasa mantığına göre araçlardaki yıpranma, teknolojik gelişme, model eskime gibi etkenlerin fiyatlara düşürücü etki etmesi gerekiyor. Ancak sıfır araç alanın ödediği vergiyi ikinci el piyasada kurtarmak istemesi, verginin muhatabı olmayan ikinci el otomobillerin değerlerinin üzerinde fiyatlanmasının bu etkiyi ortadan kaldırdığı aktarılıyor. İhtiyaç sahiplerinin otomobil almasının zorlaşması ve neredeyse sıfır fiyatına yıpranmış otomobil almaya ikna olması, otomobil piyasasının spekülatif yatırım aracı haline gelerek gelir dengesini bozması gibi pek çok sorunun başında ÖTV uygulaması geliyor.
Geliri düşük olanların alım güçlerini düşüren dolaylı vergilerin, otomobil gibi ikinci el piyasasının rağbet gördüğü mallardan alınması, verginin asıl muhatabının kim olacağı konusunu belirsizleştiriyor. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre otomobil üzerinden alınan ÖTV gelirinin MTV üzerinden alınması, devletin elde edeceği gelirde bir değişiklik yaratmıyor. Üstelik araçların değerini düşüren etmenlerin fiyatlara yansıması açısından araç sahipliğini kolaylaştıracağı, verginin doğrudan servet üzerinden alınmasıyla vergi adaletinin sağlanacağının altı çiziliyor.
#ÖTV #Ötvindirimi #vergi #mtv #ötvistisnası #otomobil #ikincielotomobil