Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Türk ordusunun kazandığı zaferler sayesinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni Çanakkale Zaferi gibi şanlı zaferlere borçluyuz. Çanakkale Zaferi, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere ve Fransa’nın Çanakkale Boğazı’nı açma ve İstanbul’u işgal etme hedefiyle başlatılan harekata karşı kazanıldı. Bu zafer, Gelibolu Yarımadası’nın Türk Tarihindeki önemini ve Türk milletinin Avrupa’daki ilk topraklarını koruma başarısını simgeledi. Balkan savaşlarında toprak kaybedildi ve askeri güç zayıfladı. Ancak şanlı Türk ordusu kısa sürede toparlanarak Çanakkale Zaferi’ni kazandı ve Türk milletinin gücünü dünya çapında gösterdi. Bu zafer aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atılmasında önemli bir rol oynayarak Mustafa Kemal Atatürk’ün ön plana çıkmasını sağladı. Çanakkale Zaferi, bizlere Türk milletinin zor şartlar altında bile büyük başarı elde edebileceğini gösterdi. Çanakkale Zaferi, Türk milletinin azmi ile vatan sevgisinin bir göstergesi olarak kabul edildi ve bu sayede Millî Mücadele ruhunun ateşi yakılarak Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atıldı.

Sakarya Meydan Muharebesi, Mondros Mütarekesi’nden sonra Atatürk’ün önderliğinde halkın direnişiyle başladı. Muharebe, 22 gün 22 gece süren zorlu bir Türk Yunan mücadelesiydi. Sakarya Meydan Muharebesi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin kritik bir aşamasıydı. Şanlı Türk ordusu, karşı taarruzu başlatarak Yunanları bozguna uğrattı. Böylece Yunan askeri geri çekilmek zorunda kaldı ve 22 gün süren savunma savaşında Türk ordusu zafer kazandı. Bu büyük başarının ardından, 19 Eylül 1921’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Sakarya Zaferi, Türk tarihine büyük bir zafer olarak geçti ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin dönüm noktası oldu.

Sakarya Zaferi’nden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM Hükümeti, Türk ordusunu taarruza uygun bir hale getirmek için hazırlıklara başladı. Ordunun silah ve araç eksiklikleri giderilerek Türk ordusu ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk 25 Ağustos 1922’de Afyon’un güneybatısında büyük bir taarruza başladı. 26 Ağustos’ta başlayan ve 30 Ağustos’a kadar beş gün süren çatışmalar sonucunda Yunan kuvvetleri etkisiz hale getirildi. Bu zafer, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türk milletinin ve ordusunun yüksek kudretini bir kez daha kanıtladı. Büyük Taarruz, Türk milletinin varlığını savunma konusundaki kararlılığını ve gücünü tüm dünyaya gösterdi. Başkomutan Meydan Muharebesi’nde yaşlılar, kadınlar ve çocuklar zor koşullarda ve yetersiz araçlarla Türk ordusuna destek verdi. Büyük Taarruz, Yunanların Anadolu’yu işgal etme umutlarını 4-5 gün içinde yok etti ve emperyalist devletlerin politikalarını çökertti. Böylece düşmanlarda kurtarılan topraklar ve Kurtuluş Savaşı’nın son safhası olan büyük taarruz zaferle sonuçlandı. Bu büyük zafer, Türk milletinin esir edilmez bir millet olduğunu bütün dünyaya gösterdi. Ayrıca kazanılan zafer sadece Türkiye için değil, tüm zulme uğrayan milletler için de kurtuluş mücadelesinin simgesi oldu. 30 Ağustos zaferinin ardından bu başarı, Türkiye genelinde coşkuyla kutlandı ve zaferden iki yıl sonra 30 Ağustos 1924’te düzenlenen anma törenine Gazi Mustafa Kemal Paşa katıldı. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk yaptığı konuşmada Büyük Zafer’in Türk milletinin bağımsızlık mücadelesindeki önemini vurguladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi ise 30 Ağustos’u Ordunun Bayramı olarak resmî tatil ilan ederek günümüze kadar 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının yapılmasının önünü açtı.