Emeklilik işlemlerini yapmadan ölen memurun oğlu 25 yaşını geçmişse borçlardan sorumlu ama emeklilik ikramiyesinden pay alamıyor. Kızı ise evlenmemiş olması kaydıyla pay alabiliyor. Aynı durumdaki işçinin emekliliğinde ise böyle bir sınırlama bulunmuyor.
Nazlı Sal,24.06.2024
Çalışma hayatınızın sonlarına yaklaştınız ve emekli olmak istiyorsunuz. Alacağınız ikramiye ile önemli bir ihtiyacınızı karşılayacaksınız ya da bundan sonra çalışmanıza gerek kalmadan geçinebileceğinizi düşünüyorsunuz. Peki, emekli olmadan vefat etmeniz durumunda ikramiyenizi miras bırakamadığınızı biliyor musunuz?
Emeklilik ikramiyesi, emeklilik talebinde bulunan memura, çalışma hayatındaki yıpranması karşılığında bir defaya mahsus toplu halde yapılan ödeme anlamına geliyor. Ancak memurun emekli olmadan vefat etmesi halinde kimi koşullara bağlı olarak emekli ikramiyesi kendi çocukları yerine başka akrabalarına ödenebiliyor.
Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Arş. Gör. Zuhal Yağcı, 5434 sayılı yasanın 89’uncu maddesindeki düzenlemeye göre memurun emekli ikramiyesini almadan vefat etmesi durumunda, geride kalanlara ikramiye ödenebilmesi için dul ve yetim aylığı almalarında engel durumun olmaması gerektiğini ifade ediyor. Bu kişilere ödenecek ikramiye tutarı, dul ve yetim aylığı almalarına ilişkin hisseleri oranında belirleniyor. Yani memur görev esnasında ansızın bir kalp krizi geçirdi ve vefat ettiyse, geride kalan eş ve çocuklarına dul ve yetim aylığı bağlanma oranlarına göre emekli ikramiyesi ödeniyor. Emekliliği hak etmekle birlikte emeklilik için başvurmadan vefat eden memurun eşi, anne ve babası hayatta değilse, kızı evliyse ve oğlu da 25 yaşından büyükse emekli ikramiyesi kızı ve oğluna değil de alt soydan diğer akrabalarına ödeniyor.
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünde konuk öğretim elemanı olarak birkaç dönem görev yapan Dr. Avukat Murat Özveri, memurun emekli olmadan vefat etmesi halinde 25 yaşını geçmiş oğlunun borçlardan sorumlu olmasına karşın emekli ikramiyesinden pay alamadığını, bunun da eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söylüyor. Emekli olmadan vefat eden bir işçinin çocukları arasında kız-erkek ayrımı yapılmaksızın eşit paylar alabildiğini kaydeden Özveri, memur ve işçi emekliliğiyle ilgili bu düzenlemede de eşitsizlik olduğunun altını çiziyor.
Memurun emekli olmadan vefatı halinde emeklilik ikramiyesinin kime ne şekilde ödeneceği 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. Maddesinde yer alıyor. İlgili maddeye göre memurun emeklilik işlemlerini başlattıktan sonra vefat etmesi ile henüz emeklilik için hiç işlem yapmadan vefat etmesi emeklilik ikramiyesinden kimin nasıl yararlanacağı konusunda farklılıklara yol açıyor. Eğer memur emeklilik işlemlerini başlatmış ve işlemler belli bir düzeye kadar gelmişse emeklilik ikramiyesi miras olarak kabul ediliyor, eş ve çocukları miras hukukuna göre paylarını alıyor. Ancak aksi durumda 25 yaşını geçmiş erkek çocuğu ile evli olan kız çocuğu memurun emekli ikramiyesinden pay alamıyor. Dr. Özveri bu konuda biri kız diğeri erkek ikiz çocukları olan bir memurun durumunu örnek vererek eşitsizliği vurguluyor:
“Siz öyle bir zamanlama yapmalısınız ki adil bir şekilde mirasçılarınızın emekli ikramiyesini paylaşabilmesi için emekli ikramiyesi tahakkuku yapılmadan ölmemelisiniz. Emekli ikramiyesi tahakkuku yapıldıktan yapılmadan önce ölürseniz mirasçılarınız, sizin ikiz çocuklarınız bile olsa birisi hiç yararlanamayabilir. Oğlunuz 25 yaşını geçmişse hiç pay alamazken kız çocuğu yaş sınırı olmadığı için sınırsız bir şekilde yararlanacak. Daha ilginç yanı bu sizin kızınız yoksa ve oğlunuz da 25 yaşını geçmişse kuzenleriniz sizin emekli ikramiyenizi alabilecekken oğlunuz bundan yoksun kalacak.”
Memurun, vefat etmeden önce emeklilik talebinde bulunup bulunmamasının, emekli ikramiyesinin kimler arasında paylaştırılacağı hususunda farklılıklara yol açtığını söyleyen Arş. Gör. Zuhal Yağcı bu durumu şöyle açıklıyor:
“Vefat etmeden evvel emeklilik talebinde bulunmuş ve talebi kurumunca onaylanmış bir memurun, başvurduktan hemen sonra vefat etmesi durumunda, emekli ikramiyesi dul ve yetim aylığı alabilecek kişilere değil, kanuni mirasçılarına ödeniyor. Yani emekli olmaya karar verdiniz ve emeklilik talebinde bulundunuz, ikramiyeniz tahakkuk etti ancak, ödemeyi alamadan vefat etmiş iseniz burada sorun bulunmuyor. Dolayısıyla ikramiyeniz artık sizin mülkiyetinizde kabul edilerek geride bıraktığınız kişilere, mirastan pay alma oranlarına göre paylaştırılıyor. Memurun görevdeyken vefat etmesi durumunda, emeklilik talebine dair bir başvurusu da yoksa, ikramiyenin hak sahipliği yalnızca emekli aylığı bağlanacak aile bireylerine geçiyor. Fakat ailedeki her bireyin ikramiyeden pay alabilmesi bazı şartlara bağlanıyor. Yani ikramiyedeki tasarruf hakkı devletin oluyor. Bu uygulamanın ilgili kanundaki gerekçesi, emeklilik gerçekleşmediği sürece, ikramiyenin kişinin kendi mülkiyetinde sayılmıyor olması. Dolayısıyla henüz çalışmakta olan memurların ikramiyelerinin, miras hakkı kapsamında değerlendirilebilmesi için ikramiyelerin tahakkuk etmesi gerekiyor. Bu sebeple ikramiye, yalnızca dul ve yetim aylığı bağlanmasına engel bulunmayan hak sahiplerine paylaştırılıyor.” İlgili kanunda dul ve yetim aylığı alma koşulu ise kız çocuklarında yaş sınırlaması olmaksızın evliliğe kadar, erkek çocuklarında ise öğrenim süreci yoksa on sekiz, öğrenim süreci devam ediyorsa yirmi beş üst yaş sınırı olarak belirleniyor.
Bir örnekle açıklamak gerekirse, memur kanser hastası olduğu için çalışamayacak olması sebebiyle emeklilik başvurusunda bulunuyor. Fakat emekli aylığı bağlanmadan, buna bağlı olarak ikramiyesini de alamadan vefat ediyor. Bu durumda eşi ve çocukları, dul ve yetim maaşı oranında değil, mirasçılıktan doğan hisseleri oranında ikramiyeden pay alabiliyorlar. Çünkü, vefat etmeden emeklilik başvurusu yapması ve başvurunun onaylanmasıyla birlikte, ikramiye memurun mülkiyetine geçiyor. Asıl sorun memurun emeklilik talebinde bulunmadan vefat etmiş olması durumunda ortaya çıkıyor. Böyle bir durumda, geride kalan eşi ve çocuklarının ikramiyeden pay alabilmesi, dul ve yetim maaşı alabilme şartına bağlı oluyor. Yani memurun evli kızı ile yirmi beş yaşından büyük oğlu yetim maaşı alabilme şartını sağlamadıkları için emekli ikramiyesinin tamamı eşine ödeniyor.
Yağcı, emekli olmadan vefat eden memurun geride bıraktığı dul ve yetimi olmaması durumunda, emekli ikramiyesinin kanuni mirasçıları arasında miras hisseleri oranında paylaştırılacağını söylüyor. Örneğin, henüz emekli olmamış ve emeklilik talebi olmayan memur vefat ettiğinde, geride kalan eşi veya çocuğu yoksa, ikramiye bir anda mirasa dönüşerek, alt soydan kişilere payları oranında ödenebiliyor. Yine kritik bir husus şöyle bir durumda karşımıza çıkıyor. Memurun eşi, üst soydan bakıma muhtaç anne ya da babası yoksa, evli kızı ve yirmi beş yaş üzeri oğlu dururken, ikramiye memurun alt soydan akrabalarına ödenebiliyor.
1 Ekim 2008’den önce memuriyete başlayanlar için, “emeklilik talebinde bulunup bu talebin onaylanmış olması ya da geride dul ve yetim aylığı alabilecek hiç kimsenin kalmaması, kanuni mirasçıların emekli ikramiyesi alması için yeterliydi” diyen Yağcı, 1 Ekim 2008’den sonra ilk kez memuriyete başlayanlar için bu iki durumun bir arada gerçekleşmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Çalışırken vefat eden memurun emeklilik talebinin bulunmaması durumu, çocuklar arasında ayrıma neden oluyor diyen Av. Dr. Murat Özveri bu durumu şöyle açıklıyor:
“Erkek çocuk yüksek öğrenimine devam ediyorsa yirmi beş yaşına kadar ancak alabiliyor. Kız çocuk ise evliyse alamıyor, evli değilse herhangi bir yaş sınırlaması olmaksızın alıyor. Bir başka eşitsizlik ise memurun vefatı sonrası geride aile bireylerinden kimsenin kalmaması durumunda ortaya çıkıyor. Aileden birinci dereceden kimse kalmamışsa belki de alt mirasçılar, amcalar, teyzeler, ikramiyeden pay alabilecek. Sırf emekli aylığı tahakkuku yaptırılmadığı için erkek çocuk emekli ikramiyesinden mahrum kalırken ya da sadece kız çocuk evli olduğu için emekli ikramiyesinden mahrum kalırken, hiç kimsenin kalmaması halinde bu emekli ikramiyesi alt mirasçılara kadar gidebilecek. Böylesi bir çarpıklık var. Ayrıca, kuzenleriniz emekli ikramiyenizi alabilecekken, yirmi beş yaşını doldurmuş oğlunuz ya da evli olan kızınız yine emekli ikramiyesi almaktan yoksun kalacak”
Konuyla ilgili somut bir örnek Ankara 13. İdare Mahkemesinde görülen bir davada karşımıza çıkıyor. Ankara 13. İdare mahkemesi, görevdeyken vefat eden memurun, emekli ikramiyesi ödenmesi konusunda kız ve erkek çocuk arasında ayrım yapılmasının, eşitlik ilkesine aykırı olduğunu öne sürerek Anayasa Mahkemesine iptal talebinde bulunuyor. Çoğunluğun oyu ile iptal talebi reddedilirken, aralarında Anayasa Mahkemesi Başkanının da bulunduğu dört Anayasa Mahkemesi üyesi, verilen bu karara katılmadıkları yönünde karşı oy kullanıyor.