Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak önemli bir sağlık sorunu olarak öne çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2004 yılından bu yana, meme kanserinde erken teşhis farkındalığın artırılmasını vurgulamak amacıyla Ekim ayını "Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı" olarak belirlediği ve bu kapsamda çeşitli çalışmaların sürdürüldüğü görülüyor. Bu kapsamda, bireylerin kendi kendine muayene yapmaları ve düzenli tarama programlarına katılmaları teşvik ediliyor. Erken tanının, meme kanseriyle mücadelede yaşam kalitesini artırmada kritik bir adım olduğu düşünülüyor. Çağla Öztürk, 30 Eylül 2024

Çevresel tetikleyicilerin artışı ve stresli yaşam temposunun etkisiyle 2030 yılında yıllık yaklaşık 22 milyon kişinin kanser tanısı alacağı öngörülüyor. Bu durum, 2008 kanser kayıtlarıyla karşılaştırıldığında yüzde 75 oranında bir vaka artışına işaret ediyor. Kanser, bireylerin psikolojik, sosyal ve ekonomik yaşamlarını ciddi şekilde zorlaştıran bir hastalık olduğundan, bu artış büyük bir sorun teşkil ediyor. Bu nedenle, kanserle mücadelede en önemli strateji erken tanı ve korunma yöntemlerinin geliştirilmesi olarak öne çıkıyor. Sağlık otoritelerinin bu bağlamda farkındalığı artırmak ve toplumsal bilinci güçlendirmek adına daha fazla adım atması gerekiyor. Özellikle meme kanseri, erken tanı ve korunma yöntemlerinin önemini daha da vurgulaması gerekiyor. Meme kanseri, kadınlarda görülen kanserlerin yüzde 30'unu oluştururken, kanser nedeniyle ölen kadınların yüzde 15'i meme kanserine bağlı olarak hayatını kaybediyor.

Kaynak: Freepik

Giresun Üniversitesi Tıp Fakültesi ’nden Dr. Öğr. Üyesi Neslişah Gürel Köksal’ın “Meme Kanserinde Tarama ve Erken Tanı” isimli, literatür taraması yöntemiyle yaptığı çalışmada meme kanseri oranının, gelişmekte olan ülkelerde orantısız bir şekilde arttığı belirtiliyor. Kadınlar arasında görülme sıklığının giderek erken yaşlara düştüğü, kanser tanısı konan her dört kadından birinin meme kanseri riski taşıdığı anlaşılıyor. Sağlık Bakanlığı tarafından yaklaşık her sekiz kadından birinin hayat boyu meme kanserine yakalanma riskiyle karşı karşıya olduğu bilgisi paylaşılıyor.

Ülkemizde meme kanserinin görülme oranı yüz binde 40 olup, her yıl yaklaşık 15 bin kadının bu hastalığa yakalandığı göz önünde bulundurulduğunda, erken tanının önemi daha da belirginleşiyor. Bu bağlamda, sağlıklı yaşam davranışlarının benimsenmesi ve düzenli kanser tarama programlarına katılımın teşvik edilmesi, meme kanserinin gelişiminin önlenmesi ya da erken tanı ile sağkalım oranlarının artırılması açısından büyük önem taşıdığı vurgulanıyor. Yapılan araştırmada, tarama programı vasıtasıyla meme kanseri tanısı almış kadınlarda sağkalım oranının anlamlı derecede iyi bulunduğunun altı çiziliyor. Tarama programları ile hastaların kanser taramaları standartlara uygun aralıklarla yapıldığında hastalık lokalize iken tespit edilip kontrol altına alınıyor ve bireyin yaşam kalitesi yükseliyor.

Dr. Öğr. Üyesi Neslişah Gürel Köksal yaptığı çalışmada meme kanserinin, erken teşhis edilebilmesi nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunu olduğuna dikkat çekiyor. Dünya Sağlık Örgütü, bir kanser tipinin taranabilmesi için öncelikle toplumda sık görülmesi, tarama testlerinin yüksek seçiciliğe sahip olması, testlerin uygulanabilir ve kabul edilebilir olması, hastalığın klinik seyriyle ilgili yeterli verinin bulunması ve taramaların belirli aralıklarla tekrar edilebilir olmasını şart koşuyor. Bu bağlamda, Türkiye'de 331 Kanser Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi, toplum sağlığı merkezleri ve aile sağlığı merkezleri ile koordineli bir şekilde hizmet veriyor.

Aile sağlığı merkezleri, sağlık sistemi içinde ilk basamak hizmet sunan önemli birimlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Aile hekimlerinin tarama programlarına aktif katılımı, tarama oranlarının artmasını sağlıyor. Ulusal kanser tarama programları, 40-69 yaş aralığındaki kadınları hedef alarak ayda bir kendi kendine muayene, senede bir klinik meme muayenesi ve her iki yılda bir mamografi çekilmesini öneriyor. Ayrıca, 20 yaşını dolduran tüm kadınların her ay kendi kendine muayene yapmaları teşvik ediliyor. Ancak elle tespit edilen kitlelerin her zaman kanser olmadığını unutmamak önem taşıyor. Muayene sırasında bireylerin iyi aydınlatılmış bir ortamda ve aynada meme dokusunu gözlemlemeleri gerektiği vurgulanıyor.

Kaynak: Freepik

Yapılan çalışmada gelişen farmakolojik tedavi yöntemleri, artan klinik deneyimler ve ileri düzey görüntüleme sistemleri sayesinde meme kanseri hastalarının sağkalımı önemli ölçüde artırdığı belirtiliyor. Erken teşhis ve tedavi ile bireyler, psikolojik, fiziksel, sosyal ve maddi kayıplarını en aza indirerek daha kaliteli bir yaşam sürdürüyor. Bu nedenle, birinci basamakta çalışan hekimlerin, hemşirelerin ve ebelerin kayıtlı hastalarını uygun taramalara yönlendirmeleri ve kendi kendine muayene yapmaları konusunda bilgilendirici ve motive edici bir yaklaşım sergilemeleri gerekiyor. Toplum sağlığı merkezleri, meme kanseri konusunda farkındalığı artırmak için çeşitli toplumsal kesimlerde eğitimler düzenlemeyi hedefliyor. Bu eğitimler, toplumda meme kanseri ile ilgili bilgi düzeyini yükselterek erken teşhis ve tedavi olanaklarını artırıyor.

#memekanseri #farkındalık #muayene

TikTok WhatsApp