Türkiye'de yaz aylarında artan boğulma olayları, özellikle Karadeniz kıyılarında çeken akıntıların tehlikesiyle birleşince ciddi bir risk oluşturuyor. Giresun Üniversitesinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, Karadeniz’e kıyısı olan 12 ilde 2012-2022 yılları arasında meydana gelen boğulma vakalarında 304 kişi yaşamını yitirdi. Söz konusu dönemde yüzde 80’i çeken akıntı kaynaklı gerçekleşen boğulma olayları en çok Samsun, en az ise Artvin kıyılarında gerçekleşti. Boğulma vakalarının önlenmesi için güvenli yüzme eğitimi ve halkın bilinçlendirilmesi gerekiyor.
21 Ekim 2024
Giresun Üniversitesinde yapılan çalışmada, Karadeniz’e kıyısı olan 12 ilde 2012-2022 yılları arasında meydana gelen boğulma vakalarının yüzde 81’ine denk gelen 523 erkeğin karıştığı tespit edildi.
Dünyada her yıl gerçekleşen ve ölümle sonuçlanan trafik kazalarından sonra boğulma olayları ikinci sırada yer alıyor.
Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesinden Doç. Dr. Mustafa Serkan Abdüsselam’a ait “Çeken Akıntılar ve Karadeniz’de Boğulma Olaylarının İncelenmesi” adlı araştırmanın sonuçlarına göre, Karadeniz Bölgesi’nde 2012-2022 yıllarını kapsayan 10 yılda toplam 554 olayda 648 kişi sahilden denize girerek boğulma olayına karıştı; bunlardan 304’ü hayatını kaybetti. Boğulma olayına karışan kadın sayısının yüzde 19 ile erkek sayısına oranla daha düşük olduğu belirtiliyor. Ayrıca boğulma vakalarının yüzde 80’nin çeken akıntı kaynaklı olduğu görülüyor.
Araştırmada, en çok boğulmanın yaşandığı yıl 93 kişiyle 2022 yılı, en az ise 16 kişiyle Kovid-19 pandemisinin etkili olduğu 2020 yılı olarak kayıtlara geçti.
Boğulma vakalarının yüzde 81’i (523 kişi) erkeklerden oluştu, bu olaylara karışan erkeklerin yarısı kurtuldu, bu oran kadınlarda yaklaşık yüzde 75’e kadar yükselmektedir.
Kaynak: Canva
Afet ve Risk Dergisi 'nde yayınlanan araştırma, Karadeniz Bölgesi'nde söz konusu dönemde sahilden denize girme sebebiyle meydana gelen boğulma vakalarını incelemek amacıyla 12 ildeki sahil güvenlik kayıtlarından elde edilen istatistik verileri kullanılarak gerçekleştiriliyor. Olayların illere göre dağılımı, karışan kişi sayısı, cinsiyet, olay tipi ve gerçekleştiği gün gibi boyutlarda analiz ediliyor. Bu analizler, boğulma vakalarının en yoğun şekilde Orta Karadeniz'de, yaşam kaybının ise en çok Batı Karadeniz'de gerçekleştiğini ortaya koyuyor. En yüksek boğulma oranları Samsun, Trabzon, Ordu ve Giresun gibi illerde görülüyor. Yaz aylarında özellikle 18 yaş altındaki gençlerde boğulma vakalarının sıklıkla meydana geldiği vurgulanıyor.
Kaynak “Çeken Akıntılar ve Karadeniz’de Boğulma Olaylarının İncelenmesi”
Karadeniz kıyılarında güçlü çeken akıntıların 300 metreye kadar uzanabildiği ve 6 ile 30 metre genişliğinde olduğu belirtiliyor. Araştırmada akıntıların rüzgârlı ve fırtınalı havalarda daha da güçlendiği tespit ediliyor. Rüzgârlı havalarda kıyıya vuran dalgalar, deniz tabanındaki kumlarla karşılaştığında açığa çıkan enerji, çeken akıntılara dönüşüyor. Oluşan yarık, büyük bir çekim gücü oluşturuyor ve geriden gelen dalgalar da bu yarıktan açık denize doğru çekiliyor. Bu nedenle akıntılar halk arasında çeken veya yırtan akıntı olarak adlandırılıyor.
Halk arasında akıntıların dibe çektiği söylense de akıntılar aslında sığ kesimden (su derinliğinin az olduğu yerler) açığa doğru yöneliyor. Bu durum, yüzücülerin paniğe kapılmalarına ve kıyıya çıkmak için aşırı caba harcayıp yorgun düşerek boğulmalarına yol açıyor. Çeken akıntı kaynaklı ölüm vakalarının temel nedeni arasında insanların bu konuda yetersiz bilgiye sahip olması yer alan çalışmada, çeken akıntıya kapılanların sakin kalmaları ve panik yapmamaları gerektiği vurgulanıyor. Ancak güçlü bir akıntıya kapılma durumu, kişinin sakin kalmasını zorlaştırıyor. Dalgaların düzensiz olduğu kıyı bölgelerinde bilgi eksikliği, can kaybına sebep olabiliyor. Bu nedenle kıyı bölgelerinde çeken akıntının olabileceği yerlerin belirlenmesi ve tehlikeli alanlardan kaçınılması için gerekli tedbirlerin alınması büyük önem taşıyor.
Çalışmada, Karadeniz kıyılarında özellikle yaz aylarında genç bireyler için çeken (rip) akıntıları ve boğulma olayları konusunda farkındalık çalışmalarının artırılması öneriliyor. Bu kapsamda çeken akıntılara yönelik risk durumunu içeren mobil uygulamaların geliştirilmesi önem taşıyor.
Denizde boğulma olayları sırasında kurtarma girişiminde bulunan aile bireyleri veya çevredeki insanlar da boğulma tehlikesiyle karşılaşabiliyor. Kurtarma konusunda yeterli bilgi ve eğitime sahip olmayan kişilerin, bu tür durumlarda kurtarma girişiminden kaçınması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca araştırmada güvenli kurtarma tekniklerinin öğretilmesi, ilk yardım eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve cankurtaran hizmetlerinin artırılması gibi önlemlerin boğulma kaynaklı ölümlerin azalmasında yardımcı olabileceği vurgulanıyor.
Çalışmada Karadeniz bölgesinde boğulma olaylarının artış göstermesi ve özellikle çocukların bu süreçte önemli risklerle karşılaşması dikkati çekiyor. Bu bağlamda çocuklara yönelik bilinçlendirme çalışmalarının yapılması öneriliyor.
#çekenakıntılar #boğulmavakaları #yüzme #deniz