Teknolojideki gelişmeler ile birlikte hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan internet, çocuklar için eğlence, iletişim, öğrenme ve eğitimde önemli bir kaynak haline geldi. İnternetin, ebeveyn kontrolü olmadan yanlış ve bilinçsiz kullanılması, çocukların çevrimiçi ortamda farklı sorunlarla karşılaşmasına neden oluyor.

Merve Dilmeç-Halime Coşkun,17.06.2024

Gelişen teknoloji ile birlikte internet, kullanıcılara kolay ve hızlı bir şekilde bilgi, görüş paylaşımı ve çevrimiçi iletişim ortamı sağlıyor. Çocuklar denetimsiz ve uzun süre internet ortamında zaman geçirerek birçok tehlikeyle karşılaşıyor. Bu tehlikelerin başında çevrimiçi ortamda da karşılaştığımız çocuk istismarı yer alıyor. Çevrimiçi cinsel istismar, kaydedilen görüntülerin sanal ortamda dağıtılması ve bu yollarla çocukların cinsel istismara maruz kalmasını ifade ediyor.

Çevrimiçi cinsel istismar; cinsel içerikli mesajlaşarak, çocuğun fotoğraf ya da video hazırlayıp göndermesini teşvik ederek, internet sitelerinde, sosyal medyada veya gerçek hayatta buluşarak gerçekleşiyor. İstismarcı, çocukları cinsel faaliyette bulunmaya zorluyor ve görüntülerini ifşa etmekle tehdit ediyor.
Çocukların çevrimiçi yollarla cinsel istismara maruz kalması; depresyon, kaygı, düşük benlik saygısı, madde kullanımı ve kendine zarar verme gibi davranışlardan kaynaklanıyor. Bu durum çocukların sanal platformlarda korumasız oldukları bir ortamda gerçekleşiyor.

Bireysel ve çevresel nedenler çevrimiçi istismarı etkiliyor
Cinselliğe yönelik merakın ve riskli davranışların çoğaldığı ergenlik döneminde çevrimiçi cinsel istismar riski artıyor. Giresun Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Nurten Gülsüm Bayrak’a ait “Sanal Platformlarda Çocukları Bekleyen Tehlike: Çevrimiçi Cinsel İstismar” adlı makalede, kız çocuklarının daha fazla çevrimiçi cinsel istismara maruz kaldığı belirtiliyor.

Ayrıca lezbiyen, gey, biseksüel gibi cinsel yönelimi farklı olan çocukların-gençlerin zorbalığa uğraması, arkadaşlık kurmalarını zorlaştırıyor bu da çevrimiçi platformlara yönelmelerine sebep oluyor.

Doğu Karadeniz Sağlık Bilimleri Dergisi’nde yayınlanan ve literatür taraması yöntemiyle yapılan araştırmada çevresel nedenler arasında çocuğun tek ebeveyn ile yaşaması, aile yapısı, sokakta yaşama, sosyo-ekonomik durumu ve ailenin eğitim seviyesi gibi faktörler istismar riskini etkilediği vurgulanıyor.

Ailenin sosyo-ekonomik durumunun iyi olması, çocuğun bilgisayar, telefon ve internet erişimini kolaylaştırıyor. Ebeveynlerin eğitim seviyesinin artması, çevrimiçi cinsel istismar konusunda bilinçlenmelerini sağlıyor bu sayede çocuklar daha az mağduriyet riski ile karşılaşıyor. Çocuğun sanal yollarla cinsel istismara maruz kalması bireysel ve çevresel nedenlerden kaynaklanıyor. Bireysel nedenler arasında çocuğun yaşı, cinsiyeti, cinsel yönelimi ve internet kullanımı yer alıyor.

2021 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, son yıllarda çocukların internet kullanım sıklığının arttığı, yaş oranının düştüğü ve internet kullanım amaçlarının değiştiği görülüyor. TÜİK verilerine bakıldığında 6-15 yaş arasındaki çocukların internet ve cep telefonu kullanım oranlarının yüksek olduğu belirlendi.

Kaynak:TÜİK

Dr. Öğr. Üyesi Nurten Gülsüm Bayrak, çalışmasında; yalnızlık, depresyon ve stres gibi psikolojik sorunlar yaşayan çevrimiçi istismarcıların, bu duygulardan kaçmak için interneti cinsel tatmin amacıyla kullandıklarını belirtiyor. Çevrimiçi tacizciler, bazı yasa dışı suçlar işleyen, pornografik içerikler tüketen, agresif ve özensiz davranışlar sergileyen bireylerden oluşuyor.

Çevrimiçi cinsel istismar için önlemler alınmalı
Yapılan araştırmada çevrimiçi cinsel istismar ile ilgili çocuk, aile, toplum ve sağlık personelleri bilinçlendirilmeli, platformlar aileler tarafından denetlenmeli ve konuyla ilgili kamu spotları oluşturulması gerektiği ifade ediliyor. İnternette çevrimiçi güvenlik sağlanmalı, çocuğun yaşına uygun gizlilik ayarları yapılmalıdır.

Ayrıca çevrimiçi platformların kontrollü kullanılması için çocuk ve aileleri bilinçlendirecek eğitimler düzenlenmelidir. Bu nedenle ebeveynlerin ve toplumun bilinçli olması, çocukları çevrimiçi tehlikelerden korumak için önemlidir.

Sağlık çalışanları çocuk haklarının ihlal edildiği durumlarda, çocukları ihmal ve istismardan korumakla sorumludur. Özellikle sağlık ocağı, halk sağlık hizmeti ya da aile hekimliğinde görev yapan sağlık personelleri çocuk ve ailesi ile sürekli iletişim kurmalıdır.

Hemşireler bu noktada koruyucu ve iyileştirici hizmetler kapsamında sağlık kurumlarına başvuran hastalarda erken uyarı belirtilerini fark etmeli, istismar olgularını doğru tanımlamalı ve dikkatli bilgi almalıdır.

#istismar #çocuk #sosyalmedya #madde #siberzorbalık #şiddet