Mustafa Kemal’in ilk ve tek basın toplantısı olarak bilinen İzmit Basın Toplantısı, Cumhuriyetin en önemli kilometre taşlarından biri. Bilmenin ve bilgiyi aktarmanın verdiği özgürlüğe çok büyük katkısı olan bu tarihi günün İzmit basını için özel bir yeri bulunuyor.
16 Ocak 2025
Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkenin yönetim şeklinin Cumhuriyet olacağını müjdelediği İzmit Basın Toplantısı, 16 Ocak 1923’te İzmit Kasr-ı Hümayun’da düzenlendi. Bu toplantıya çok sayıda gazeteci katıldı. Çok yakın bir zaman sonra tüm dünyada ses getirecek devrimlerin ve yeni devletin yol haritasının açıklandığı bu önemli tarih, her yıl Basın Onur Günü olarak kutlanıyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, İzmit Basın Toplantısı’na dek yüksek sesle paylaşmadığı Cumhuriyet fikrine, savaşın ilk yıllarında tuttuğu bir günlükte rastlanıyor. O, Cumhuriyet ve devrimlerin zamana yayılarak değil ani bir dönüşümle gerçekleşeceğini yazarken gelecekte oluşabilecek kafa karışıklıklarını nasıl gidereceğini de çok iyi biliyordu. İzmit Basın Toplantısı’nın bunun açık göstergesi olduğu, Selçuk Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu’ndan Prof. Dr. Osman Akandere’nin, “Atatürk’ün İzmit Basın Toplantısı ve Bu Toplantıda Verilen Önemli Mesajlar” adlı çalışmasında şöyle aktarılıyor: “Bu basın toplantısıyla Mustafa Kemal Paşa, çeşitli konularda gazetecileri aydınlatmayı ve onların kafalarındaki soru işaretlerini dağıtmayı düşünmüştü. Çünkü O, kamuoyunun ve özellikle de İstanbul kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyordu. Bunun için önce kamuoyunu etkileyecek en önemli araç olarak gördüğü gazetecilerle görüşmeyi, onlara ülkenin ve milletin gerçek durumunu tüm açıklığıyla anlatmak istemişti”.
Prof. Dr. Osman Akandere, Mustafa Kemal Atatürk’ün basın toplantısı öncesinde gazetecilerin kendisine yöneltecekleri soruları öğrenerek, toplantının gündemini belirlediğini kaydediyor. Gündeme getirdiği konulardan birinin halifelik konusu olduğuna değinilen çalışmada, gazetecilerin kendisine bu konuda sorular yöneltmesini sağladığı, böylelikle kendisinin de bu konudaki düşüncelerini açıklamak için fırsat yaratmak istediğini ifade ediyor.
Çalışmada, toplantıda görüşülenlerin gizli kalmasının istendiği, buna rağmen gazetecilerin ilgili konularda yorum yapmaları ve yazı yazmaları hususunda bir yasak ve sınırlamanın söz konusu edilmediği belirtiliyor. Toplantıya katılan gazetecilerin bir kısmının gazetelerinde geleceğe duydukları güveni, ümitleri yansıtan, Türk devriminin köklülüğünü anlatan yazılar yazdıkları aktarılıyor. Prof. Dr. Akandere, Mustafa Kemal Atatürk’ün açıklamalarda bulunduğu esnada, gazetecilerin söz alarak ya yeni bir soru yönelttikleri ya da konuya ilişkin görüşlerini beyan ettiklerini söylüyor. Toplantının başlangıçta belirlenen sorularla sınırlanmadığı, gazetecilerin gerekli gördüklerinde yeni sorular yöneltmelerine olanak verildiği belirtiliyor. Toplantıda dikkati çeken bir hususun da Atatürk'ün sorulara cevap verirken ve muhaliflerin hilafetle alakalı bakış açılarını aktarırken yanında bulunan Dr. Adnan Adıvar’a, “...değil mi Adnan Bey Efendi” diyerek sözlerini teyit ettirdiği aktarılıyor. Bugün, Mustafa Kemal’in İzmit toplantısındaki tüm bu hassasiyetleri, basına gösterdiği özenin ve verdiği kıymetin göstergesi olarak kabul ediliyor.
Zübeyde Hanım’ın İzmir'de öldüğü haberini alan Mustafa Kemal Atatürk’ün, İzmit'te yapacağı basın toplantısına çok önem verdiğini ve ertelemeyi düşünmediğini vurgulayan Prof. Dr. Osman Akandere, İzmir'e bir telgraf çekerek annesinin cenazesinin münasip bir şekilde defnedilmesini istediğini aktarıyor.
Özellikle İstanbul basın temsilcilerinin bilmesi gereken fakat bilmediği bazı gerçekleri Mustafa Kemal Atatürk’ten öğrendiği ifade edilen çalışmada, bu gazetecilerden biri olan Mahmut Soydan’ın, toplantının amacına ulaştığını gösteren şu sözlerine yer veriliyor:
"Saat sabahın üçüne geliyordu. Uzun konuşulmuştu. Gazeteciler aldıkları izahattan memnun gözüküyorlardı. Onlar da anlamışlardı ki, vaziyet zannettiklerinden büsbütün başkadır. İstanbul Gazetecileri, İzmit Köşkü'ndeki salonda Gazi'nin yanına girdikleri zaman, günün bütün meseleleri müphem, muamma ve karışık bir halde idi. İzahattan sonra bütün tereddütler zail olmuştu.”
Çalışmada İzmit Basın Toplantısı’nın, saltanat ve hilafet konusundan nüfus mübadelesine, iç ve dış politikadan meclisin durumuna kadar o günlerin en önemli gündem meselelerinin görüşüldüğü bir toplantı olarak kalmadığı öne sürülüyor. Gecenin geç saatlerine kadar süren toplantının, Mustafa Kemal Atatürk’ün aslında gelecekte gerçekleştirecekleri ile ilgili verdiği ipuçlarının programı olduğunun altı çiziliyor.
#Atatürk #İzmit #Basıntoplantısı #Gazeteciler