Image 1 Image 2

Giresun denilince akla ilk "fındık" geliyor. "Fındığın başkenti" olarak anılan Giresun, dünyanın en kaliteli fındığını yetiştirmesiyle bu unvanı taşıyor. Giresun halkı için fındık, düğünlerin ne zaman yapılacağından kardeşler arasındaki ilişkilere, manilerden türkülere kadar pek çok alanda etkisini gösteriyor ve mekânları da şekillendiriyor. 6 Aralık 2024

Fındık üreticilerinin çoğu küçük ölçekli çiftçilerden oluşuyor. Üretim sürecinde yetersiz depolama ve kurutma alanlarına sahip olan söz konusu çiftçiler, özellikle sahil yolu kaldırımlarını geçici olarak fındık kurutma ve satışı için kullanıyorlar. Mevsimlik fındık işçileri için devlet tarafından geçici konaklama alanları tahsis edilse de kentteki kamusal alanların fındık üretimi amacıyla kullanılması hâlâ yaygın bir pratik. Mekânın üretimi, sermaye birikimi kadar, emek gücünün yeniden üretimi ve işçilerin hayatta kalma stratejilerinin bir parçası olarak kabul ediliyor. Bu bağlamda işçiler, sürecin aktif coğrafi aktörleri olarak görülüyor.

Mevsimlik fındık işçileri için valilik tarafından tahsis edilen konaklama alanı

Mekânsal dönüşüm yaşanıyor

Devlet, mekânın yeniden üretiminde altyapı, sağlık, eğitim ve kültürel hizmetlerle rol oynuyor. Böylece ekonomik sistem, işçilerin çalışma ve özel yaşam alanlarını bütünleştiriyor. Bu konuda yapılan çalışmalar, özellikle barınma ve mekânın kullanımı üzerinden, işgalin bir hak ve yasal bir gereklilik bağlamında değerlendirilmesini sağlıyor. Bu duruma, Giresun’da her yıl belirli dönemlerde fındığın kurutulması ve seçilmesi için mahalle aralarındaki sokakların ve özellikle sahil yolundaki kaldırımların meşgul edilerek kullanılması örnek oluyor.

Fındık üretim sürecini mümkün kılan yeniden üretim mekanları, tüm olumsuz koşullarına rağmen mevsimlik tarım işçileri tarafından kullanılıp deneyimlenen yaşanan mekânlar olarak biliniyor. Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Emine Erdoğan ve Dr. Öğr. Üyesi Nezihe Başak Ergin’in “Giresun’un Emek Coğrafyasında ‘Fındığın Mekanlarını’ Görmek” adlı çalışmasına göre, Giresun’da toplam fındık üretiminin yarısından fazlası ortalama fındık ekim alanının altında büyüklüğe sahip olan fındık bahçelerinde küçük üreticiler tarafından gerçekleştiriliyor. Fındık hasadında genellikle ek emeğe ihtiyaç duyulmuyor ve bahçe bakımı sahipleri tarafında yapılıyor. Bahçelerin eğimli olması ve kurutma alanı eksikliği, küçük üreticilerin Ağustos ve Eylül aylarında sahil kaldırımları, sokaklar ve otoparkların geçici fındık işleme alanlarına dönüştürülmesine yol açıyor.

Giresun sahil yolu kaldırımları boyunca serilmiş olan fındıklar

Kentsel mekân işgal ediliyor

TÜBİTAK’ın 3501 Kariyer Geliştirme Projesi kapsamında yürütülen 220K387 numaralı projenin saha çalışması verilerine ve literatür taraması yöntemine dayanan bu çalışmaya göre, Giresun'un yağışlı ve nemli iklim şartları, fındık kurutma işleminin uzun sürmesine neden oluyor. Bu durum, fındıklarını evlerinden uzakta kurutmak zorunda kalan üreticilerin uzun süre çadırlarda kalarak fındıklarını bekletmelerine yol açıyor. Hakemli dergi Çalışma ve Toplum’da yayımlanan araştırmaya göre, üretim alanı yalnızca işin gerçekleştiği bir yer olarak değil, işçinin barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayarak emek gücünü yeniden ürettiği bir mekân olarak tanımlanıyor.

Giresun sahil yolu kaldırımları boyunca satılmak için serilmiş olan fındıklar

Dr. Öğr. Üyesi Emine Erdoğan ve Dr. Öğr. Üyesi Nezihe Başak Ergin’in yaptığı çalışmaya göre, Giresun’da küçük üreticiler, sahil yolu kaldırımlarını yalnızca fındık kurutma ve ayıklama için değil, aynı zamanda satış için de kullanıyor. Depolama imkânı olmayan küçük üreticiler, ürünü tüccara bırakmak yerine, doğrudan sahilde satış yaparak daha pratik bir çözüm buluyor. Fındık Üretim sürecinde mekân, işçilerin emeğiyle üretilen sosyal bir ürün olarak görülüyor.

Kaynak: Freepik

Yapılan araştırma, fındık üretimi bağlamında emek ve emekçilerin mekânı nasıl şekillendirdiğini ele alarak, mekânsal örgütlenme kavramına yeni bir bakış açısı getiriyor. Genelde emek çalışmaları, iş yerini sabit bir bina ya da mimari yapı olarak görürken, bu çalışma emekçilerin ihtiyaçlarına göre geçici mekânlar yarattıklarını ve böylece çalışma alanını aktif bir şekilde dönüştürdüklerini gösteriyor. Giresun örneği üzerinden fındık üretim sürecinde işçilerin kente nasıl katkı sunduğunu ve kenti nasıl yeniden şekillendirdiğini ortaya koyarak, kentsel mekânın yalnızca bir yapı değil, aynı zamanda emekle yaşayan ve dönüşen bir alan olduğunu gözler önüne seriyor. Bu bakış açısı, Giresun’u emekle dönüşen canlı bir kent olarak düşünmeye ve emeği sosyal dünyayı değiştiren aktif bir güç olarak anlamaya imkân sağlıyor.

Yerel yönetimlerin emek gücünün ihtiyaçlarına göre kentsel mekânda çeşitli düzenlemeler yapmasını ve bu alanlarda barınma, sağlık ve eğitim gibi hizmetleri sağlamasını gerektiriyor. Aynı zamanda, bu geçici kullanım, emek gücünün sosyal yeniden üretim alanı haline gelerek, Giresun'un kent yapısını kapitalizmin etkisiyle derinlemesine dönüştürüyor.

Fındık üretiminde işçilerin kentsel mekâna katkısını sürdürülebilir kılmak için yerel yönetimlerin barınma, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetleri sağlaması önem taşıyor. Kent merkezlerini meşgul etmemek adına bahsi geçen dönemlerde halk pazarlarının fındık kurutma işlemi için hizmet vermesi, fikir olarak sunulabiliyor.


#fındık #üretim #dönüşüm #giresun #kent