Image 1 Image 2

Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde, yapay zekâ ve derin öğrenme algoritmaları büyük bir evrim geçiriyor. Bu gelişmelerin bir ürünü olan deepfake teknolojisi, sahte ses ve görüntü içerikleri oluşturma konusunda önemli bir rol oynuyor. Gerçeklikten ayırt edilemeyen içerikler üretme kapasitesiyle dikkat çeken bu teknoloji, aynı zamanda ciddi tehditleri de beraberinde getiriyor. 16 Aralık 2024

Günümüzde derin öğrenme ve yapay sinir ağları gibi tekniklerin hızla gelişmesi, yapay zekâ alanında önemli ilerlemelere yol açıyor. Bu gelişmeler, bireylerin ve toplumun yaşamının önemli bir parçası haline gelerek onları derinden etkiliyor. Böylece bilgi toplumunda önemli bir dönüşüm başlatıyor. İnternetin geniş bir etki alanına yayılmasıyla birlikte sınırlar ortadan kalkıyor ve bireyler ile toplum, büyük bir dönüşüm sürecine giriyor. Dijitalleşme çağında, yapay zekâ, nesnelerin interneti ve deepfake gibi yeni teknolojiler, bu hızlı değişimin en dikkat çekici örnekleri arasında yer alıyor. Özellikle deepfake teknolojisi, dijitalleşme sürecinde hızla büyüyerek yaygınlaşıyor ve yaşamın pek çok alanında etkisini hissettiriyor. Bu teknoloji, yalnızca bireysel ve toplumsal değişimleri tetiklemekle kalmıyor, aynı zamanda sanat, eğlence, reklam, pazarlama ve siyasal iletişim gibi pek çok sektörde yeni olanaklar sunuyor. Deepfake terimi, genel olarak yapay zekâ kullanılarak oluşturulan sahte görsel ve işitsel içeriği ifade ediyor. Bu teknolojinin geniş uygulama alanları, film endüstrisinden siyasal iletişime ve medyaya kadar uzanırken hem olumlu hem de olumsuz etkileriyle dikkat çekiyor. Deepfake’in bu çok yönlü kullanımı, toplum, siyaset ve iş dünyası üzerindeki etkilerini anlamayı ve bu etkileri değerlendirerek çözüm üretmeyi önemli hale getiriyor.

Kaynak: Wired

Deepfake teknolojisi ile kişilerin ses ve görüntülerini manipüle ediyor

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Kaman Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’ndan Arş. Gör. Hatice Kübra Çiçek ve Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi’nden Doç. Dr. Nursel Yalçın ‘ın “Deepfake Bir Tehdit mi Fırsat mı?” adlı çalışmasına göre, deepfake teknolojisi, bir kişinin yüz ifadesini, konuşma tarzını veya sesini başka bir kişiye ait özelliklerle değiştirmek amacıyla kullanılıyor. Günümüzde bu tür videoların oluşturulması giderek kolaylaşıyor ve bu durum, kişilerin gerçekte söylemediği veya yapmadığı şeylerin inandırıcı ve tanınması zor şekilde tasvir edilmesini mümkün kılıyor.

Bu teknolojinin etkileri, topluma, şirketlere ve bireylere zarar veriyor; itibar kayıplarına neden olabiliyor. Özellikle güvenlik ve sosyal etkileşim gibi alanlarda önemli riskler barındıran deepfake, dikkatli ve sorumlu bir şekilde ele alınması gereken bir konu olarak öne çıkıyor.

Yapılan çalışmaya göre, insanların sahte olarak yapılan içeriklerin gerçek olduğuna inanmaya meyilli olduğu görülüyor. Bilginin hızla artması ve yayılması, doğru ve yanlış bilgilerin manipüle edilerek değiştirilmesi ve sahte bilgilerin üretilmesi gibi sorunlara yol açıyor. Özellikle bilginin manipüle edilmesi ve sahte haberlerin yayılması, toplumsal açıdan ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Kaynak: Ofcams

Deepfake teknolojisinin gelişimi ile görüntülerin tespiti zorlaşıyor

Son yıllarda sahte içerikler daha gerçekçi ve ikna edici hale gelerek dijital taklitçiliği gündeme taşıyor. Özellikle siyasi liderler ve kamuya mal olmuş kişilerin yer aldığı görüntü ve videoların, ulusal ve uluslararası krizleri başlatabilecek sahte haberlerde kullanılabileceği öngörülüyor. Deepfake teknolojisi, insanları hiç söylemedikleri sözleri söylemiş veya yapmadıkları şeyleri yapmış gibi gösteren sahte görüntüler oluşturabiliyor. Bu da insanların mahremiyetini ve özel hayatını ciddi şekilde ihlal ediyor. Arş. Gör. Hatice Kübra Çiçek ve Doç. Dr. Nursel Yalçın’ın yaptığı çalışmada tehditlerin farklı olası yönleri hakkında farkındalık kazanmak, yalnızca tespit etmek için değil manipüle edilmiş videoların etkisini azaltmak için etkili güvenlik mekanizmaları geliştirmenin önemli olduğu vurgulanıyor.

Kaynak: Deepfake Bir Tehdit mi Fırsat mı? , 2024

2018-2023 arasında yayınlanan 49 makalenin doküman analizi yöntemiyle incelendiği çalışmaya göre, delil manipülasyonu yargı sistemlerinde deepfake teknolojileri tarafından oluşturulan önemli sorunlardan birini oluşturuyor. Araştırma, hukuk davalarında delillerin deepfake kullanılarak manipüle edildiğini ve bu durumun dava süreçlerini etkilediğini gösteriyor.

Euroasia Journal of Mathematics’te yayınlanan çalışmada, deepfake ile oluşturulan sahte delillerin mahkemeye sunulması durumunda, karşı tarafın itirazları üzerine yeniden incelemeler yapılarak zaman ve maddi kayıplara neden olduğu bilgisi yer alıyor. Bu nedenle, deepfake teknolojisinin zararlarını en aza indirmek için teknolojik ve hukuki çözümler geliştirmenin önem taşıdığı belirtiliyor.

Deepfake teknolojisi olumlu anlamda da kullanılabiliyor

Yapay zekâ ve derin öğrenme, eğitimden sinemaya, sağlıktan sosyal hayata kadar birçok alanda yeni fırsatlar sunuyor. Eğitimde, deepfake teknolojisi öğrenme deneyimlerini zenginleştirirken; sinemada, klasik sahnelerin yeniden canlandırılması veya hayatta olmayan aktörlerin dijital olarak canlandırılması gibi yenilikler sağlıyor.

Sağlık alanında ise Alzheimer hastalarının anılarını canlandırarak yaşam kalitelerini artırma potansiyeli taşıyor. Bu gelişmeler, yapay zekanın sınırlarını yalnızca hayal gücümüzün belirlediği yepyeni bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Yapılan çalışmalarda, deepfake içeriğinin şeffaf bir şekilde sunulmasının kullanıcılar arasında güven inşa ettiği savunuluyor. İçeriğin açıkça belirtilmesi, insanların sahte içeriklere karşı farkındalığını artırıyor. Bu bağlamda yasal düzenlemeler ve etik kurallar, teknolojinin kötüye kullanımını önlemenin yanı sıra güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlamak adına büyük önem taşıyor. Dolayısıyla, kullanım sınırlamaları ve şeffaf standartlar oluşturulması kritik bir gereklilik olarak karşımıza çıkıyor.

Kaynak: Heise

#sahtegörüntü #sahteses #deepfake