Toplumun geleceği olan çocukların iyi şartlarda büyümeleri, ihtiyaçlarının karşılanması, olumsuz durumlar ile başa çıkabilmeleri ve istismardan korunmaları onların düşüncelerini özgürce ve rahat bir şekilde ifade edebilmeleri ile mümkün oluyor. Büyüme ve gelişme sürecinde gerekli desteğin sağlandığı, sevgi, anlayış, güven, eğitim ve rehberlik gibi unsurların eksiksiz bir şekilde sunulduğu bir ortamda yaşanan çocukluk yılları, bireyin hem kendine hem de topluma faydalı olmasına katkı sağlıyor.
7 Ekim 2024
Bireylerin bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan sağlıklı olması toplumun da sağlıklı olduğunu gösteriyor. Toplumun olumlu bir forma sahip olabilmesi içinde çocukluk dönemine özel bir önem verilmesi gerekiyor. Günümüzde gelişen değerlerle birlikte çocuğa yönelik bakış açısı olumlu anlamda bir değişime uğruyor. Çocuklar, artık birtakım haklara sahip olan bireyler olarak görülüyor. Böylece çocukların sahip oldukları bu haklara ilişkin eğitimlerin de erken yaşlarda verilmesinin gerekliliği ortaya çıkıyor. Erken yaşlarda verilen çocuk hakları eğitimi sayesinde bu hakların uygulanması da daha erken dönemlerde gerçekleşiyor. İnsan hakları eğitiminin ilk basamağı olan çocuk hakları eğitimi ile çocukların hem kendi haklarının bilincinde olması hem de haklarının savunuculuğunu yaparak daha bilinçli bireyler olarak yetişmeleri sağlanıyor.
Kaynak: Freepik
Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Prof. Dr. Oğuz Serdar Kesicioğlu ve yüksek lisans öğrencisi Berna Yılmaz Er’e ait “Okul Öncesi Kademesinde Çocuğu Olan Ebeveynlerin Çocuk Haklarını Uygulama Düzeylerinin Belirlenmesi” adlı çalışmaya göre, sosyalleşmeye başlanılan ilk ortam olan ailede, çocuk uymakla yükümlü olduğu kuralları öğrenirken, doğru ve yanlış davranışların ayrımını aynı şekilde yapmaya başlıyor. Ailede başlayan bu süreç, okulda ve sonrasında da hayatı boyunca devam ediyor.
Nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli ile yapılan çalışmada, "Ebeveyn Çocuk Hakları Davranış Ölçeği” kullanılıyor. Ölçek; yaşama, gelişim, katılım ve koruma olmak üzere toplamda dört boyuttan oluşuyor. Ölçeğin uygulandığı 273 ebeveynden elde edilen veriler üzerinde, ebeveynlerin mesleği, aylık gelir durumu, sahip olunan çocuk sayısı ve çocuk haklarına ilişkin eğitim alıp almama durumu gibi dört değişkenin etkisi araştırılıyor. Verilerin analizi için de SPSS programı kullanılıyor.
Çocukların kendi haklarını bilmesi ve koruması, aynı zamanda diğer çocukları da bilgilendirerek onları gözetmesi açısından son derece önem taşıyor. Öncelikle aileler başta olmak üzere çocuklara sahip oldukları bu hakların öğretilmesinde pek çok kişi sorumlu görülüyor.
Uluslararası Eğitim Bilimleri Dergisi’nde yayınlanan çalışmada ebeveynlerin sahip oldukları mesleklerin koruma boyutu haricinde çocuk haklarını uygulama düzeyi üzerinde etkisi olmadığı görülüyor. Konuyla ilgili yapılan diğer çalışmalarda Mesleğin aile içerisinde çocuk haklarının uygulama düzeyine olan etkisi incelendiğinde memur olanların özel sektöre göre, emekli olanların çalışmayanlara göre, esnafın işçiye göre, işçinin çiftçiye göre aile içerisinde çocuk haklarını uygulama düzeyinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılıyor. Çalışan annelerin ev hanımlarına göre çocuk haklarına ilişkin tutum düzeylerinin anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu sonucu elde ediliyor. Ayrıca öğretmen olan ebeveynlerin devlet güvencesi ve desteği ile ilgili tutumlarının işçi ve ev hanımı olan ebeveynlere göre daha yüksek olduğu, öğretmen olan ebeveynlerin çocuklarının bakım ve korumasının işçi ve ev hanımı olan ebeveynlere göre daha fazla üstlenilmesi gerektiğine inanılıyor.
Araştırmada ebeveynlerin gelir aralığının aile içerisinde çocuk haklarını uygulama düzeyi üzerinde bir etkiye sahip olmadığı sonucuna ulaşılıyor. Ayrıca çalışmada düşük ve orta sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerin genel olarak temel yaşam ve gelişim haklarını kullanabildikleri, ancak katılım haklarından yeterince yararlanamadıkları; yüksek sosyoekonomik düzeydeki öğrencilerin ise hem temel yaşam ve gelişim haklarını hem de katılım haklarını kullanabildikleri belirtiliyor. Çalışmada ebeveynin sahip olduğu çocuk sayısının çocuk haklarını uygulama düzeyi üzerinde bir etkisinin olmadığı; ebeveynlerin çocuk hakları eğitimi alanların almayanlara göre çocuk haklarına dair gelişim alt boyutunda daha yüksek algılamaya sahip olduğu sonuçlarına da ulaşılıyor.
Kaynak: Freepik
Prof. Dr. Oğuz Serdar Kesicioğlu ve yüksek lisans öğrencisi Berna Yılmaz Er’in çalışmasında çocuk ihmali ile istismarının tespit edilmesi ve bildirilmesinde öğretmenlerin önemli bir role sahip olduğu, ancak üniversitede aldıkları eğitimin bu konuda yetersiz kaldığı vurgulanıyor. Bu nedenle, öğretmenlerin çocuk hakları konusunda eğitilmelerinin, evsiz çocukların tespit edilmesinde ve çocuk istismarının bildirilmesinde etkili olacağı savunuluyor. Çocuk haklarına ilişkin bilgi sahibi olmanın ve bu konuda eğitim almanın ne kadar önemli olduğu biliniyor. Ayrıca, ebeveynlere çocuk hakları konusunda eğitim verilmesi ve farklı bilgi kaynaklarından çocuk haklarına dair bilgi edinmelerine yönelik yönlendirmeler yapılması öneriliyor. Okullarda, çocuk hakları temalı afişler, panolar gibi görsel içeriklerin hazırlanarak ebeveynlere ve diğer herkese yönelik farkındalığı artırıcı çalışmalar yapılması da tavsiye ediliyor.
#çocuk #ebeveyn #hak #aile #toplum #eğitim