Anayasanın teminatı altındaki bağımsız mahkemeler yargı hizmetini bağımsız olarak sürdürürken çocuk haklarının korunması ve savunulması da adalet sisteminin en öncelikli görevi olarak görülüyor. Çocuk mahkemeleri, çocukların özel ihtiyaçlarını dikkate alarak yargılama yapmayı ve rehabilitasyonu öncelikli tutmayı amaçlıyor. Türkiye’de bu konuda 1945 yılında başlayan çalışmalar, zaman zaman kesintiye uğramış olsa da 1979 yılında hayata geçirilen “Çocuk Mahkemeleri Yasası” yargı sisteminde yer alıyor.
Gökçe Baydar, 29 Temmuz 2024
İnsanlık tarihi boyunca kişilerarası ilişkiler boyutunda toplumsal kabul görmeyen davranışlar her daim var olmuştur. Toplumsal yaşam içinde, insanların ihlal edilen haklarını aramaları için en meşru zeminler olarak mahkemeler biliniyor. Mahkemeler, eldeki deliller doğrultusunda en doğru kararları vererek bireylerin hak ve özgürlüklerini tesis etmek amacıyla kuruluyor. Mahkemede verilen kararlar kanun koruyucunun yasalarla belirlediği kanunlar çerçevesinde haklı ve haksız olanı belirlemeyi, suçlu olanın cezasını vermeyi sağlıyor.
Giresun Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yasemin Mamur Işıkçı ile yüksek lisans öğrencisi Muhammet Yunus Kuruca’nın “Türkiye’de Çocuk Mahkemelerinin Kurulmasına Yönelik Kamu Politikası Analizi” adlı çalışmasında dünyada çocuk suçluluğu çok önemli ve büyük bir toplumsal problem olarak görülüyor.
Kaynak: Canva
Suç, makalede “toplumsal töreye karşı düzeni ortadan kaldırmayı hedefleyen bir saldırı ve bu saldırı neticesinde devlet otoritesince kabul edilmeyecek davranış” olarak tanımlanıyor. Toplumda suç olarak karşılık bulan davranışın sosyal, kültürel yani çevresel faktörlerden kaynaklandığı kabul ediliyor.
Konuyla ilgili yapılan araştırmalar, dünyada çocuk suçluluğunun önemli bir toplumsal problem olarak görüldüğünü ortaya koyuyor. Dünyanın birçok ülkesinde çocuk suçluluğundaki artışın ve çocukların suç işledikleri yaş oranının giderek düşmeye başladığı görülüyor. Bu durum, çocuk suçluluğu ve çocuk yargılamaları konularında yeni arayışlara ve çocuk adalet sisteminin çocuk hukuku içindeki yerinin güçlenmesine neden oluyor.
Literatür taramasıyla yapılan çalışmaya göre, çocuk mahkemeleri, 18 yaşın altındaki bireylerin yargılamasını yapmakta olup, tek hâkimden oluşuyor. Öncelikle Cumhuriyet başsavcılıklarında bir çocuk bürosu kurularak, suça sürüklenen çocuklar için soruşturma yürütülüyor ve çocuğun iş, eğitim, barınma gibi özel ihtiyaçlarına yönelik acil tedbirler alınıyor. Bu süreçte ceza ve tedbirler uygulanmadan önce mahkemenin görevlendirdiği sosyal hizmet uzmanları, çocuk psikologları ve pedagoglar, çocuğun yakın çevresi ve yaşam koşullarıyla ilgili araştırmalar yapma görevi de üstleniyorlar.
Disiplinlerarası Çocuk Hakları Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan makalede, çocuğu koruma ve çocuk yargılamasına yönelik politika üretme sürecinin daha somut bir şekilde ortaya çıkışının Sanayi Devrimi sonrasına denk geldiği belirtiliyor.
Çocukların esas olarak yetişkinlerle bir tutulamayacağı için yasalar önünde de farklı cezai sorumlulukları olması gerektiği, Amerika’daki reform hareketlerinin olduğu 1824 yılında görülmeye başlanıyor.
Türkiye'de, 1945, 1952 ve 1965 yıllarında çocuk mahkemeleri kurulması için girişimlerde bulunuluyor, ancak 1979'da çıkarılan "Çocuk Mahkemeleri Yasası" sonrasında 1987 yılında çocuk mahkemeleri 4 temel ilke üzerine kuruluyor:
Kaynak:Canva
Türkiye’de çocuk mahkemeleri her geçen yıl daha kapsamlı bir şekilde işlevsellik kazanıyor. Günümüzde suç işleyen çocuklar için “çocuk suçlu” ve “suçlu çocuk” gibi kavramlar kullanılıyor. Ancak ceza hukuku disiplininde çocuğun suç işlediği değil, suça sürüklendiği ya da suç işlemeye itildiği şeklinde bir anlayış hâkim. Çocuk mahkemeleri de çocuk hak ve hürriyetlerini korumak amacıyla görevini yapmaya çalışıyor.
Avrupa İstatistiki Veri Desteği'ne göre, 2015 yılında Avrupa'da çocuk hükümlü oranları incelendiğinde, en yüksek oranların Polonya, Macaristan, Malta, Portekiz ve Sırbistan'da görüldüğü, en düşük oranların ise Lihtenştayn, İzlanda ve Danimarka gibi ülkelerde görüldüğü bilgisi yer alıyor. Aynı istatistiklere göre son 5 senede Türkiye’de çocuk hükümlü oranlarının yüzde 10 seviyesinde seyrettiği görülüyor.
Kaynak: Eurostat
2022'de Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı "Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocuk" istatistik raporuna göre suça sürüklenen çocuk sayısının 2021 yılına göre yüzde 20,5 oranında artarak 601 bin 754’e ulaştığı görülüyor. İstatistiklerde suça sürüklenen çocukların suç türü dağılımlarına bakıldığında, çocukların en çok yaralama suçuyla hüküm giydikleri belirtiliyor.
Kaynak: TÜİK
Doç. Dr. Yasemin Mamur Işıkçı ve Muhammet Yunus Kuruca’nın yaptığı çalışmaya göre yasal düzenlemelerin çocuk yargılaması konusunda çocukların fiziki, duygusal ve sosyal gelişim dönemleri dikkate alınarak yapılması ve gerektiğinde çocuk yargılamalarında başka kuruluşlardan da destek alınması önemli bir unsur.
Türkiye’de çocuk yargılamalarında çocuğun kişilik gelişimine yönelik araştırmalar yapılması, kanunilik ilkesinde esnekliğe gidilmesi, çocuk mahkemelerinde yargı sürecinin hızlandırılması ve basitleştirilmesi ilkeleri üzerinden işlevsellik gösteren ve uzmanlık esasıyla çalışan çocuk mahkemelerinin kurulması gerçeği ortaya çıkıyor.
Kaynak:Canva
Yetişkinleri ilgilendiren kanunların içerisinde çocuklara ilişkin sınırlı sayıda düzenleme bulunuyor. Bu sebeple çocuklara özgü ceza kanunu, ceza usulünü düzenleyen bir kanun, infaz şekillerini belirleyen bir kanun ve denetimleri düzenleyen bir kanuna ihtiyaç olduğunu kaydediliyor.
Araştırmada çocukların fiziksel, zihinsel ve ruhsal açıdan henüz tam gelişmemiş olmaları nedeniyle mahkemeler tarafından özel koruma altına alınmaları gerektiğinin, uluslararası ve ulusal alanda kabul görmüş temel bir hak olduğu vurgulanıyor. Ayrıca büyüme çağında olan çocukların, gelişim sürecinin devam ettiği gerçeği, politikacıların da göz önünde bulundurması gereken bir unsur olarak önem taşıyor.