B12 vitamini eksikliği olan hastalarda psikiyatrik bozukluk görülme riski artıyor
6 Ocak 2025
Bipolar affektif bozukluk tanılı bireylerde B12 düzeyinin son derece önemli bir unsur olduğu belirlendi. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. Bahadır Geniş’in de araştırmacılar arasında olduğu “Bipolar Affektif Bozukluk Tanılı
Bireylerin B12 Düzeyi Yönünden Değerlendirilmesi: 10 Yıllık Retrospektif Çalışma”nın sonuçları yayınlandı. Çalışmada B12 değerinin düşüklüğünün bipolar affektif bozukluğa, yüksekliğinin ise bipolar affektif bozukluğun yanı sıra birçok rahatsızlığa yol açabildiği belirtiliyor.
Bipolar bozukluk, manik ve depresif duygudurum dönemleri ile seyreden psikiyatrik bozukluk anlamına geliyor. Duygudurum değişimleri önceden tahmin edilemeyen düzensiz ve dağınık dönemler halinde ortaya çıkıyor. Bu dönemlerin sıklığı ve seyri her vakada değişkenlik gösterebiliyor. Çevresel faktörler ve hastaların genetik yatkınlıkları belirleyici olabiliyor.
Çalışmada, 10 yıl içinde (2010-2020 yılları arasında) bir sağlık araştırma ve uygulama merkezi hastanesi psikiyatri kliniğinde 2 bin 552 hasta dosyası geriye dönük olarak taranıyor. Tarama sonucu bipolar affektif bozukluk tanısı ile takibe alınan 123 hasta dosyası ele alınıyor. Çalışmaya konu olan hastalar genelde psikotik, manik ya da depresif atak ve intihar riski gibi daha çok zorunlu yatış uygulaması yapılan, acil servis tarafından yatırılan hastalardan oluşuyor.
Kaynak: Freepik
Adnan Menderes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi’nde yayınlanan çalışmaya göre bipolar affektif bozukluğu olan hastaların yüzde 56,9’u erkek, yüzde 54,5’i evli, yüzde 35,8’i üniversite mezunu ve yüzde 32,5’i çalışmıyor.
Bipolar affektif bozukluğu olan hastaların yüzde 47,2’sinin sigara, yüzde 17,9’unun alkol ve yüzde 8,9’unun madde kullanımının olduğu saptanıyor. Sigara içen hastaların ise yüzde 89,7’si günde bir paket veya daha fazla sigara kullanıyor. Çalışmada fiziksel tanı varlığının B12 seviyesi ile ilişkili olduğu saptanıyor. Hastaların yüzde 22’si ise fiziksel hastalığa sahip. En çok görülen ise endokrin sistem (yüzde 14,6) hastalıkları.
Çalışmada hastaların yüzde 13,8’inde psikiyatrik eş tanı olduğu ve yüzde 57,7’sinin antipsikotik ilaç kullandığı belirleniyor. Hastaların yüzde 30,1’inin ise ailelerinde de psikiyatrik
hastalık tanısı bulunuyor. Çalışmada yüksek kan B12 seviyelerini öngören yordayıcılar önem sırasına göre psikiyatrik eş tanı varlığı ve fiziksel hastalık varlığı olarak belirleniyor.
Çalışmada B12 seviyesi ile yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, vücut kitle indeksi, ailede psikiyatrik hastalık durumu, alkol kullanımı, sigara kullanımı, madde
kullanımı, kan hemoglobin düzeyi, son yatış süresi, kullandığı ilaç türü ve EKT alma durumu arasında herhangi bir ilişki belirlenemiyor.
Dr. Öğr. Üyesi Tülay Yılmaz Bingöl, Dr. Öğr. Üyesi Esma Özmaya, Doç. Dr. Sevda Uzun, Prof. Dr. Nermin Gürhan, Doç. Dr. Bahadır Geniş, Arş. Gör. Dr. Elif Altun, Arş. Gör. Dr. Didar Karakaş İnce ve Prof. Dr. Behçet Coşar B12 vitamininin istenmesinin önemini “Psikiyatri polikliniklerine ilk müracaat ve bipolar tanısı ile klinik yatışlarda B12 vitamininin istenmesinin rutinler içine konması tanı ve tedavilerde önemli bir yer teşkil edecektir” sözleriyle ifade ediyor. Ayrıca çalışmada hastaların psikiyatrik ya da fiziksel hastalıklarının olması daha fazla kontrol veya daha fazla kan tetkiki yapılmasını gerektirebileceği ifade ediliyor. Bu durumun düşük B12 seviyelerinin tespit ve tedavi edilme ihtimalini daha da arttıracağı belirtiliyor. Tanımlayıcı tipte retrospektif bir desen kullanılan araştırmada verilerin toplanmasında Kişisel Bilgi Formu kullanılarak regresyon analizi yapılıyor.
#bipolar #psikiyatri #b12 #vitamin #tedavi