Nazlı SAL,22.07.2024
Gözlerinizi kapatın ve bir muhasebe bürosu hayal edin. Etrafındaki klasörlerden birbirini görmeyen üç beş masa, mümkünü olsa boyuna asılmak istenen emektar bir hesap makinesi, yarım kalmış sıra sıra çay bardakları… Gelenler gidenler, susmayan telefonlar, beyanlar, sigortalar, vergi bekleyen devlet, tıkanan sistem, daralan zaman ve evine gitmeyi unutmuş bir müşavir… Özellikle son yıllarda mali müşavirlerin üstlenmek zorunda kaldıkları aşırı iş yükü, buna bağlı olarak ortaya çıkan stres ve kaygı, hatta çeşitli sağlık problemleri mesleği oldukça yıpratıcı hale getiriyor. Gelişen teknolojiye rağmen birçok meslek mensubu elle beyan doldurulan dönemlere özlem duyduklarını ifade ediyor. Eskiden mali müşavirler tüm işlemlerini kurumlara giderek nihayetlendirirlerdi. Günümüzde bilgisayar programlarında hızlıca yapılan işlemler kurumlara doğrudan entegrasyonla bildirilebiliyor. Buna rağmen mesaisi bir türlü bitmeyen, bürolarda sabahlayan, hatta aidatlarını toplamaya zaman bulamadıklarını söyleyen muhasebecilere rastlamak mümkün. Toplumsal hayata katılmak şöyle dursun, hastane odasında beyanname yetiştirmeye çalışan muhasebecilerin görüntüleri bu meslek grubunun yaşadığı sorunlara kulak vermeyi zorunlu kılıyor.
Kocaeli Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ferah Yıldız, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Yanık ve Dr. Öğr. Üyesi Merve Toptan’a ait, Muhasebe Meslek Mensuplarının Hizmet Verirken Karşılaştıkları Sorunlar ve Beklentileri adlı araştırmaya göre muhasebe meslek mensuplarının karşılaştığı en büyük sorunlardan biri yoğun iş yükü nedeniyle özel hayata yeterli zaman kalmaması. Öte yandan verilen bunca emeğin karşılığında alınan ücretlerin yetersiz olması ve mükelleflerin muhasebe ücretlerini ödemelerinde yaşanan zorluklar, işin görülmesi için gerekli motivasyonun oluşmasına izin vermiyor. Sürekli değişen mevzuatı takip etmekte yaşanan sorunlar, sürekli iş yetiştirme derdinde olan muhasebecilerin zamanlarını verimli kullanmalarına da engel oluyor. Her köşede yarım kalmış işler konsantrasyon eksikliğine sebep olurken, işleri yetiştirememe kaygısı çoğu meslek mensubunda anksiyete bozukluğuna yol açıyor.
Kendilerine devletin gizli memurları diyen muhasebe meslek mensuplarına göre hazinenin değirmenine su çekmek hiç kolay değil. Bu zorluğun en büyük nedenlerinden biri de mükelleflerin vergi usul kanununa ait sorumluluklarını taşımıyor olmaları. Araştırma, meslek mensuplarının mükelleflerden en büyük beklentisinin, ticari sorumluluklarının bilincinde olmaları gerektiği sonucunu ortaya çıkarıyor. Muhasebe meslek mensuplarına göre ticari hayatın sağlıklı ilerlemesi için mükelleflerin devlete karşı ödevlerinin farkında olmaları gerekiyor. Finansal işlemlerin yürütülmesi dışında müşterilerine finansal konularda danışmanlık yapan meslek mensupları, mevzuat hakkında bilgi aktarırken dahi zaman kaybı yaşıyor. Öyle ki ne kadar para kazandıklarından çok ne kadar zaman artırdıklarını hesaplayan muhasebe meslek mensupları için kayıp zamanın telafisi yok.
Sürekli evrak karmaşası yaşanan büroların yaşadığı zorluklardan biri de mükelleflerin yanıltıcı belge kullanmaları. Dikkatli bir şekilde düzenlenmeyen, zamanında teslim edilmeyen belgeler çoğu zaman cezai yaptırımlara neden
olduğundan mali müşavirleri zor durumda bırakıyor. Çoğunlukla maliye sistemlerinde yaşanan altyapı yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle en ufak hatada dahi cezalarla karşı karşıya kalınması bu sorunlar arasında ilk sıralarda.
Muhasebe meslek mensupları için en zorlayıcı durumlardan birisi insanlar tarafından muhasebecilerin, mükellefin vergi kaçırmasına yardımcı olan kişi olarak algılanıyor olması. Elbette hiçbiri mensubu oldukları mesleğin saygınlığının tartışılmasını istemiyor. Burada da en büyük iş meslek odasına düşüyor. Mesleğin saygınlığına zarar veren haksız rekabetin önlenmesi, meslek mensubunu koruyucu hukukun oluşturulması konularındaki talepler ön planda tutulurken, devletten beklentiler arasında ise kayıt dışı ekonomiyle mücadele konusu başı çekiyor.