Sürdürülebilir malzemeler kullanılmadan inşa edilen yapılar kısa sürede ömürlerini tüketerek kullanılamaz hale geliyor ve birer çöp yığınına dönüşüyor. Konut yapımı için kullanılan malzemelerin ekolojik olmaması hem çevre kirliliğine sebep oluyor hem de insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu durum bir an önce sürdürülebilir çözümlere yönelmeyi gerektiriyor. Geleneksel kırsal konutların ekolojik özellikleriyle günümüz mimarisine bu açıdan ışık tutabileceği belirtiliyor.
Ayşe Balcı Toplu,01.07.2024
Covid-19 pandemisiyle kırsala ve ekolojik yaşama olan ilginin artmasına paralel olarak geleneksel yapılara gösterilen ilgi de artıyor. Kocaeli Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sonay Ayyıldız danışmanlığında doktora öğrencisi Şahin Durak tarafından hazırlanan çalışmada da bu konuya değiniliyor. Geleneksel kırsal konutların ekolojik açıdan bir değerlendirmesi yapılıyor. Araştırmaya göre yapım, kullanım ve yıkım aşamaları boyunca enerji ve kaynak tüketimine neden olan yapılar ekolojik değerlere zarar veriyor; atık üretimini arttırıyor, sağlık ve konfor koşullarını olumsuz etkiliyor. Söz konusu problemlerin çözümü için ekolojik uygulamaların araştırılması ve ekolojik mimarlığa uygun yapıların tasarlanması büyük önem taşıyor.
Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi’nde yayınlanan “Geleneksel Kırsal Konutların Ekolojik Açıdan Değerlendirilmesine Yönelik Bir Model Önerisi: Yalova Örneği” isimli çalışmada, araştırmacılar, geleneksel kırsal konut örneklerinin ekolojik açıdan değerlendirilmesini ve günümüz yapılarına ışık tutabilecek pratiklerin ortaya çıkarılmasını amaçlayan bir model önerisi sunuyor. Çalışmada örnek bir yapı üzerinden modelin uygulanabilirliği test ediliyor.
Model önerisi performans kriterlerinin ana başlıkları (Durak ve Ayyıldız, 2023)
Model önerisi, günümüz yeşil bina değerlendirme sistemleri ile paralellik gösterecek şekilde; performans kriterleri, puanlama sistemi, değerlendirme standartları ve uygulama araçlarıyla kapsamlı bir analizi mümkün kılacak şekilde tasarlanmış.
Hatice Merter’in köy evi Vaziyet planı ve yapıya ait fotoğraflar (Durak ve Ayyıldız, 2023)
Araştırma için Yalova ili Gacık Köyünden Hatice Merter’in evi çalışma alanı olarak belirlenmiş. Örnek yapı üzerinde yapılan çalışmada araştırmacılar, ekolojik sonuç ve modelin uygulanabilirliğini ortaya koyuyor. Yapının ekolojik açıdan değerlendirilmesinde orijinal haline bağlı kalınmış, orijinal projenin belirlenmesinde ev sahibi ile yapılan röportaj ve yapının mevcut durumu üzerinde yapılan gözlemler dikkate alınmış.
Yapının ekolojik açıdan başarı yüzdesinin yüzde 75,90 olduğu ve “iyi” başarı derecesini elde ettiği görülüyor. Yapının en yüksek puan aldığı kategori su korunumu, en az puan aldığı kategori ise enerji korunumu.
Hatice Merter’in evine ait ekolojik değerlendirme sonuçları (Durak ve Ayyıldız, 2023)
Ayyıldız ve Durak’ın araştırmasında elde edilen bulgular, sadece yapıya ait ekolojik sonuçları değil aynı zamanda önerilen modelin uygulanabilirliğini de ortaya koyuyor. Oluşturulan modelin ilgi çekici yanı, Türkiye’nin beş farklı iklim bölgesinde de kullanılabilir, nesnel, uygulamaya yönelik ve kılavuz niteliğinde olması. Bu bakımdan araştırmacılar, beş farklı iklim bölgesine uygun model önerisini oluşturma aşamasında ve ekolojik değerlendirmede olabildiğince nesnel olmayı amaçlamış.
Araştırmacılar, ileride yapılacak olan çalışmalarda, Türkiye’nin beş iklim bölgesindeki çeşitli konut örnekleri üzerinden test edilmesi ile önerilen modelin daha fazla geliştirilmesine olanak sağlanabileceğini belirtiyor. Ayrıca nesnel değerlendirmeyi güçlendirebilmek amacıyla, modeldeki değerlendirme kriterleri ile kriterlere ait değerlendirme standartlarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılması gerekiyor.
Hatice Merter’in köy evi üzerinden test edilen ekolojik değerlendirme modelinin sonuçlarının “iyi” çıkması modelin diğer geleneksel kırsal konutlara da uygulanabilmesi açısından önem taşıyor. Türkiye’de farklı coğrafi bölgelerde değişen iklim ve çevre koşullarına göre yapılmış olan geleneksel kırsal konutlar bu model aracılığıyla ekolojik değerlendirmeye tabi tutulabilir. Böylelikle geçmişten beri süregelen mühendislik bilgisi ve malzeme kullanımı günümüzdeki mimari anlayışın yeniden sorgulanmasını ve ekolojik mimarinin daha yaygın bir anlayış haline gelmesini sağlayabilir.
Kullanılan yapı malzemelerinin doğaya uyumlu ve sürdürülebilir olması anlayışı gelişebilirse hem ortaya geri dönüştürülemez çöp yığınları bırakmamış oluruz hem de gelecek nesillere ömrü 40 yılda tükenen değil bakımı yapıldığı müddetçe uzun yıllar yaşayabilecek yapıları miras olarak bırakabiliriz.