Sadece 2022 yılında Türkiye’de saatte 15 bilimsel araştırma yayınlandığını biliyor musunuz?

Bu, günde 373; ayda 11 bin 354; yılda 136 bin 259 araştırmaya karşılık geliyor. Yani siz bu yazıyı ortalama 4 dakika içerisinde okurken 1 bilimsel araştırma daha yayınlanmış olacak.

Bilimsel araştırmaların ana kaynağı olan üniversiteler tüm dünyada ilerlemenin lokomotifliğini üsteleniyor. Akademik dünya, sadece bilimsel yöntemleri geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda yeni bilgilere de öncülük ediyor. Buluşlar, keşifler, icatlar, deneyler, araştırmalar sayesinde, bilim ve teknoloji dünyasında sürekli ilerliyoruz. Bilim toplumun her alanında büyük rol oynuyor.

Bununla birlikte muhtemelen yukarıdaki soruya HAYIR cevabı vermeniz bilimsel araştırma yapmak ile yapılan bu araştırmalardan toplumu haberdar etmenin aynı şeyler olmamasından kaynaklanıyor. Bu da bizi projemizin temel amacına yani bilim iletişimi kavramına getiriyor.



Projenin araştırma ekibini oluşturan beş bilim insanı olarak biz;
Doç. Dr. Meral ÇAKIR ÇİFTER,
Doç. Dr. Gülden ÖZKAN,
Doç. Dr. Aysen ŞİMŞEK KANDEMİR,
Doç. Dr. Barış YETKİN,
Dr. Öğr. Üyesi Nedim Serhat BİLECEN
toplumun bilime olan merakını canlı tutmak ve bilim kültürünün yayılmasına katkı sağlamak amacıyla neler yapabileceğimizi aylarca konuştuk, tartıştık.


Nihayetinde 2022 yılının güz döneminde TÜBİTAK 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programına başvurduk.

Haziran 2023’te resmi olarak projeye başladık.

Projenin ilk ayağında Türkiye’de akademik faaliyet gösteren devlet üniversitelerinin iletişim sorumluları ile görüşmeler yaptık, üniversitelerin bilimsel çalışmalarını halkla buluşturmak için neler yaptıklarını anlamaya çalıştık. Eş zamanlı olarak projede yer alan araştırma ekibinin çalıştığı Kocaeli Üniversitesi ve Giresun Üniversitesi bulunduğu illerde kent halkına bilim, bilimsel bilgi, kentte bulunan üniversiteler ve yapılan bilimsel çalışmalar hakkında neler düşündüklerini sorduk.

Yaygın ve yerel medyada Kocaeli ve Giresun üniversitelerinin yer aldığı haberleri taradık, üniversitelerin haberlere yani toplumun gündemine bilim ile girip girmediklerini anlamaya çalıştık.

Kocaeli ve Giresun üniversitelerinin facebook, instagram ve x resmi hesaplarından bir yıl boyunca neler paylaştıklarını analiz ettik. Üniversitelerin bu hesapları bilim iletişimi amacıyla nasıl kullandıklarını değerlendirdik.

Yaptığımız tüm bu araştırmaların sonunda bilimle toplumun buluşması için iki şeyin gerektiğini gördük

kullanılan aracın ve kullanılan dilin değişmesi gerekiyordu.

Yaptığımız araştırmalar bireylerin bilgi edinmek, yeni bir şeyler öğrenmek ya da meraklarını gidermek için diğer araçlardan açık ara farkla internete yöneldiklerini gösterdi. Bununla birlikte araştırmalarımızın dikkat çekici olan bir diğer bulgusu ise tüm bunlar için ayrılan zamanın çok az oluşuydu. Bu bulgular bizlere bilim iletişimi için dijital medyada görsel yoğun bir anlatım ile okuyucuyu hikayenin içine çekmek gibi yeni bir yolu işaret ediyordu.

Böylece kısa adı bil-ki olan “Bilimin Kamusal İletişimi” için çalışmalara başladık.

Projenin araştırmacıları ve bursiyerleri olarak 10 günlük bir eğitim kampında buluştuk. Bilimsel çalışmaları haber hikayelerine dönüştürmeyi öğrendik, öğrettik, çok sayıda pratik yaptık. Görseller, haritalar, sesler üretirken yapay zeka araçlarını nasıl kullanabileceğimizi keşfettik. Dijital medya araçlarının nasıl kullanacağımızı uzun uzun tartıştık.

Eğitim sonrasında tüm çalışmalar iki ayrı şehirde hız kesmeden devam etti ve halen ediyor. Kocaeli ve Giresun Üniversitelerinin bilim insanları tarafından yapılmış ve yayınlanmış bilimsel çalışmaları okuyucularla buluşturmanın en yaratıcı yolları aranıyor. Bu sitede ve sosyal medya hesaplarımızda yer alan tüm içerik araştırmacılar, bursiyerler ve gönüllü öğrencilerimiz tarafından oluşturuluyor. Heyecanla denemeler yapmaya devam ediyoruz. Türkiye’de bir ilk olan bu projenin toplumda bilim kültürünü egemen kılmak için ışık olmasını diliyoruz. Çünkü;